DASEV, korona virüs salgını ve ekonomik krize rağmen öğrenci burslarını ödemeye devam ediyor.

DASEV, KORONA VİRÜS SALGINI VE EKONOMİK KRİZE RAĞMEN ÖĞRENCİ BURSLARINI ÖDEMEYE DEVAM EDİYOR.

Vakfımız 2008 Yılından bu yana ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine burs vermeye devam ediyor.

Burslarımız karşılıksız olarak verilmekte olup, dört yıllık ve altı yıllık öğrencilerimize eğitim süresi boyunca burs verilmektedir. Tabi bu süre zarfında yılda iki kez öğrencilerden not ortalaması istenmekte, not ortalaması düşük olan öğrencilerimizin bursu kesilmektedir. Not ortalamasını yükseltince tekrar bursu devam etmektedir.

Bilindiği üzere ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar Korona virüs salgınından önce başlamış ve maalesef Korona virüs nedeniyle iş dünyasında ve toplumun her kesiminde ekonomik ve sosyal sorunlar artış göstermiştir. Bu olumsuz şartlara rağmen bağış yapanlarımız ve Vakıf gönüllülerimiz öğrenci bursları konusunda katkılarını  her yıl olduğu gibi aksatmadan

devam ettirmektedirler. Bağış yapanlarımıza  Vakfımız ve öğrencilerimiz adına şükranlarımızı sunarız. Hayırlarının kabulünü temenni ederiz.

Bursların karşılıksız yani geri ödemesiz olarak verilmesi çok önemlidir. Çünkü öğrencilerimiz mezun olduktan sonra çok uzun süre iş bulmakta zorlanıyorlar. Üç dört yıl bekleyip de iş bulamayan öğrencilerimiz çoğunlukta. Öğrencilerimiz mezun olduktan sonra devlet burslarının geri ödemesi başlıyor. Her hangi bir işe giremedikleri için ve başka gelirleri olmadığı için de burs kredi borçlarını ödeyemiyorlar. Anne ve baba

imkanları da olmadığından icralık duruma düşüyorlar. Bu sebeple Devlet bursları dışında öğrencilerin alabileceği ek burslar öğrenciler için çok önemli bir destektir.

Hangi branştan olursa olsun mezun olduktan sonra öğrencilerimizin iş bulamadığını belirtmiştim. İşsizliğin nedenini “işi beğenmeme” olgusuna bağlamak hem haksızlık hem de kolaycılıktır. 

Çeşitli okullardan mezun olan düz lise, meslek lisesi, meslek yüksek okulu ve üniversite mezunları uzun süre işsiz kaldıklarında hayalleri yıkılmaktadır. Bir yandan büyük fedakârlıklarla kendilerini okutan anne ve babalarına karşı mahcubiyetleri, bir yandan kamu oyu baskısı ve en önemlisi gelecek kaygısı,  çocuklarımızı  başka ülkelerde iş aramaya mecbur kılarak  eğitim göçüne neden olmaktadır. Devletin görevlerinden biri de ülke insanlarına hayatlarını insanca sürdürmek için gerekli iş ortamını

sağlamaktır.

Genel işsizliğin ve eğitimli insanlarımızın işsizlik nedenlerine  gerçekçi olarak bir göz atalım:

1- İşsizliğin birinci nedeni, ülkedeki  tarımsal, hayvansal üretim ile sanayi üretiminin nitelik ve nicelik olarak dünya standartlarının altında ve yetersiz  olmasıdır. Bir ülkenin kendi üretimi, ülke ihtiyacını karşıladıktan sonra, dışardan satın aldığından çok  daha fazla miktarda dışarıya satış yapma imkanı sağlamalıdır.

2- İkinci nedeni,  Eğitim politikası ile üretim politikası arasında uyum ve paralellik olmamasıdır.

Ülkemizdeki tarım, hayvancılık ve sanayi dallarındaki yıllar itibariyle iş gücü ihtiyacına paralel olarak,  eğitim politika ve programları hayata

geçirilememiştir. 1940’lardan buyana ne eğitim ne de üretim alanında uzun vadeli plan ve programlar uygulanamamıştır.1923-1940 dönemindeki gibi her sahada planlı kalkınma hiçbir zaman yakalanamamıştır.

3-Her ilde hatta bir çok ilçede öğretim görevlisi olmayan üniversiteler  açarak, işgücü ihtiyacı  dikkate alınmaksızın ihtiyaçtan fazla niteliksiz mezun vererek işsizliğe sebebiyet verilmiştir. İlk öğretimden itibaren meslek liseleri ve meslek yüksek okullarına Ülkenin iş gücü ihtiyacına göre yönlendirme yapılamamıştır.

4-Yanlış ekonomi ve eğitim politikaları yüzünden köylerimizde çalışan nüfus şehirlere göç etmiş, tarımsal ve hayvansal üretim azalmış, meralar tarım alanları  iskana açılarak, ithalat özendirilerek Türk parasının değeri düşmüş, enflasyon çok yüksek oranlarda artmıştır.

Eğitim ve öğretim her ülkenin en öncelikli sorunu ve meselesidir.  Eğitim meselesini dört yıllık beş yıllık programlarla çözmek mümkün olamaz. Eğitim ve öğretim sorunu her yıl değişmeyen çok uzun süreli plan ve programlarla çözülebilir. Bu plan ve programlar, çağın ve bilimin ışığında, ülke menfaat ve geleceğini öne alan, siyasetten uzak ve gerçekçi olmalıdır.

Sonuç olarak gençlerimiz ülkemizin ümidi ve geleceğidir. Devlet ve özel sektör olarak yeni üniversite açılması engellenmelidir. Mevcut üniversiteler nitelikli eğitim verecek eğitim kadrosuna kavuşturulmalı, dünya

standartlarına uygun olarak siyasetten arındırılmış, bilimsel araştırmaya önem veren özerk kurumlar haline getirilmelidir.

İş bulamadıkları için burs kredi ve faiz borçlarını ödeyemeyen

öğrencilerimizin kredi borçları kaldırılmalıdır. Devlet öğrenci bursları, başarılı olmak kaydıyla karşılıksız olmalı, ihtiyaç sahibi başarılı öğrenciler Devlet yurtlarından bedelsiz  istifade edebilmelidir.

Korona virüs salgını nedeniyle sevdiklerimizi ve yakınlarımızı

kaybetmekteyiz. Hastanelerin oda ve özellikle yoğun bakım  bölümlerinde yer bulunamadığını  üzüntü ile duyuyoruz. Aşı vurulma aşamasına kadar

yapmamız gereken en önemli şey hastalığa yakalanmamaktır. Bunun için mutlaka çift maske kullanalım. Maskeleri sık sık değiştirelim. Maskeli de olsak mesafeyi koruyalım. Ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkayalım…

Daha önce ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz kurucularımıza, değerli hemşerilerimizin yakınlarına, sağlık çalışanlarımıza Allahtan rahmet,

kalanlara baş sağlığı, sağlıklı ve mutlu günler dileriz.

Bu zor günlerde Vakfımıza ve öğrencilerimize değerli desteklerini esirgemeyen hayırseverlerimize tekrar teşekkürlerimizi sunarız.

Saygılarımızla,

DASEV YÖNETİM KURULU

Paylaş